Güzel Atlar Ülkesi (Kapadokya): Nevşehir

by - Haziran 20, 2018


Bu seyahati yaklaşık üç ay önce planlamaya başladık. Oturduk hem zamandan hem bütçeden tasarruf ederek, nereleri gezmeli, nereleri görmeli, nasıl gitmeli, detaylarıyla, saati saatine plan yaptık.  Çünkü Kapadokya en çok görmek istediğimiz yerlerden biriydi ve her şey mükemmel olsun istedik. *-*

Öncelikle, Kapadokya, herhangi bir yerin adı değil. Nevşehir, Niğde, Kayseri, Aksaray ve Kırşehir'in bazı kısımlarını kapsayarak o bölgeye verilmiş isim. Anlamı da Güzel Atlar Ülkesi demekmiş.


1. GÜN
Nevşehir havaalanı saatleri ne gidişi ne de dönüşü bize uymadı. Otobüs yolculuğu da bizim gibi çalışanlar için çok vakit kaybettireceğinden Kayseri'den gitmeyi tercih ettik. Kısıtlı vakitlerinizde seyahat edeceğiniz yerin yakınlarında başka havalimanlarına bakmak aklınızda bulunsun. Emin olun avantajını göreceksiniz. Havalimanına iniş yapar yapmaz kiraladığımız aracı teslim aldık ve hemen yola koyulduk.

Yaklaşık 40-45 dakika bir yolculuğun ardından Ürgüp'e varıyoruz ve hemen kameraları çıkarıyoruz. :) Bol fotoğraf çekimlerimizin ardından meşhur Asmalı Konak'a doğru yolumuzu tutuyoruz. Giriş ücreti 5 TL idi ama biz girmedik. Konağın civarını biraz gezdikten sonra otelimize yerleşmek için yola koyulduk.

   


Gezeceğimiz yerler çoğunlukla Göreme ve civarı olduğundan dolayı oteli Göreme'de tutmayı tercih ettik. Kaldığımız otelde (sanıyorum birçok otelde vardır) gezip keşfedilmesi gerekenleri gösteren Turistik Kapadokya Haritası vardı. Seyahatimiz boyunca çok işimize yaradı.


Hava durumunda birkaç saatlik bir yağmur söz konusu olunca gezi rotamızda biraz oynama yaparak, önceliği Derinkuyu Yeraltı Şehri'ni görmeye verdik. Buraya giriş ücreti 25 TL. MüzeKart'ınız varsa ücretsiz girebiliyorsunuz. Derinkuyu, Kapadokya'da yer alan en büyük yer altı şehri. Yerin yaklaşık 8 kat aşağısına kadar iniyor. Epey dar tünellerden oluşmakta ve gerçekten çok büyük. Aşağı inmek ayrı, yukarı çıkmak ayrı bir dert. Hele bir de ziyaretçisi çoksa. :) Ama mutlaka görülmeye değer bir yerdi.


Uçhisar Kalesi'ne vardığımızda hala yağmur çiseliyordu ama bu bizi gezmeye engellemedi tabii ki. Kaleye giriş ücreti 10 TL'ydi. Biz kaleye girmek yerine kale ve civarını talan ettik. Keşfetmeye değer pek çok güzel yeri var. Siz gittiğinizde kaleye girmek isterseniz kaleden sonra civarını da mutlaka gezin bizden söylemesi.


Göreme'ye döndüğümüzde yağmur kesmişti. Göreme'yi gezip keşfetmeye karar verdik. Sonrasında Sunset Point'e çıktık. Sunset Point, adından da anlaşılacağı üzere gün batımını izlemek için harika bir yer. Bir yanı Göreme'yi kapsarken bir yanı vadileri gözler önüne seriyor. Havada epey bulut vardı, bize gün batımını izlemek kısmet olmadı. :D Siz gittiğinizde hava güneşliyse bunu deneyimleyin.


Kızılçukur Vadisi'nde de gün batımını izlemek için mükemmel bir yer olduğu söyleniyor. İki yer için de seçim yapmak zor olsa gerek. Her yerin ayrı bir güzelliği var. Zaman kısıtlı olunca her şeyi yapamıyorsunuz ne yazık ki.

2. GÜN
Kapadokya'nın anlam ve önemi şu balonlar. :) Sabah gün doğumu ile birlikte seremoni halinde balonların uçuşunu izlemek eşsiz bir deneyimdi bizim için.

Sabah alarmları 4:30'a kurup yola çıktık. Sizin gittiğiniz zamana göre değişkenlik gösterecektir, gün doğumu saatini göz önünde bulundurarak kalkın çünkü balonlar sadece gün doğumunda izlenebilir ya da binilebilir.

  

Standart balon 20 kişilik oluyor. Kaptanın da arzusuna göre 30-40 dakikalık bir uçuş süreci sunuyor size. Balona binmesi de en az seyretmesi kadar güzeldir eminiz. Balona binme ücreti kişi başı 130 €'ydu. Bu da şuan ki kurla birlikte 600-700 TL civarı bir meblağ yapıyor. Eğer tanıdığınız varsa daha uygun bir fiyata da binebilirsiniz. 100 TL'ye binebilenleri de duymuştuk.

Görsel şölen biter bitmez otele dönüp biraz uyumaya karar verdik. Sonrasında tekrar kalktığımızda havayı güneşli görür görmez yüzümüzde bir gülümsemeyle Göreme Açık Hava Müzesi'ne doğru yola koyulduk. Müzeye giriş ücreti 25 TL. MüzeKart'ınız varsa ücretsiz. Kapadokya'ya gidecekseniz mutlaka MüzeKart edinmelisiniz. Kesinlikle daha avantajlı oluyor.

  

Açık Hava Müzesi'ni dolaşmak -durup fotoğraf çekilmesi dahilinde- bir saat civarı sürüyor. Müzenin içinde yer alan bazı kiliseler bakım ve onarımı dolayısıyla ek ücrete tabi. En sık ziyaret edileni Karanlık Kilise idi. Sanıyorum giriş ücreti 10 TL. Açıkçası biz gezmeye gerek duymadık. Açık Hava Müzesi'nde dolaşabileceğiniz epey kilise var zaten.


Paşabağı, diğer adıyla Peri Bacaları, Açık Hava Müzesi gibi büyük lakin girişi ücretsiz. Burada fotoğraf çekmeye doyamadık bir türlü. :) Paşabağı'ndan çıkınca yol sizi Zelve'ye doğru yönlendiriyor zaten. Zelve'ye giriş ücreti 15 TL'ydi. Her ne kadar birbirine benziyor gibi görünseler de her yerin ne kadar farklı olduğunu keşfetmiş oluyoruz.

  

Zelve'den Avanos'a geçerken yolda çömlekçi dükkanına rastlıyoruz. Ziyaretçilere çömlek yapımını deneyebilecekleri güzel bir fırsat sunuyorlar. 10 TL bir ücreti var. Avanos'ta çömlek yapmayı deneyebileceğiniz birçok dükkan karşılayacak sizi.


Bizim için iki günlük bir seyahat böylece bitti. Türkiye'de ne kadar çok gezilecek yer olursa olsun, mutlaka görülmesi gereken yerlerden biri Kapadokya. Bambaşka bir dünya gibiydi. Daha çok zamanımız olsaydı da daha çok yerini keşfedebilseydik diyemeden edemedik. Siz de mutlaka gidin, görün, gezin ve keşfedin.


KAPADOKYA GEZİLECEK YERLER

• Asmalı Konak
• Güvercinlik Vadisi
• Göreme Açık Hava Müzesi
• Dalton Brothers
• Paşabağı Peri Bacaları
• Zelve Açık Hava Müzesi
• Kızılçukur Vadisi
• Sunset Point
• Avanos
• Uçhisar Kalesi
• Derinkuyu Yer Altı Şehri
• Ihlara Vadisi

BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

0 yorum