Normalde arabayla seyahat etmek bizim için bir dezavantaj. Çalıştığımız için seyahatin yolculuk süresini uzatmak pek işimize gelmiyor. Bizim için uçakla seyahat, zaman açısından daha avantajlı oluyor ama bu kez uçakla değil de arabayla yolculuk etmek istedik. Arabayla seyahatin en güzel kısımlarından biri de istediğiniz zaman istediğiniz yerde durabilmenin keyfini ayrı yaşadık.
Beyaz kumu, temiz ve eşsiz gölü ile Maldivler'e benzetilmesiyle Türkiye'nin Maldivleri olarak anılan, ardından yeni takma adıyla Saldivler olarak bilinen Salda Gölü son zamanlarda herkesin gözdesi haline geldi. Gezi rotamız üzerinde yol almasına pek hayli memnunuz çünkü böylesine güzel bir yeri görüp yaşamamak büyük bir kayıp olurdu.
Sandalyelerimizi alıp gölün kıyısına yerleştirdik ve gölün manzarasını huzurla seyrettik. Güneş her ne kadar tepeden baksa da bizim için hiç rahatsız edici olmadı.
Isparta her ne kadar güller şehri olarak anılsa da son zamanların en çok ziyaret sebebi Kuyucak Köyü'nde yer alan lavanta tarlaları oluyor. Geçen yıldan beri merak edip görmek için sabırsızlandığımız yere doğru yola koyuluyoruz.
Keçiborlu ilçesine bağlı olan Kuyucak Köyü'ne giriş yapar yapmaz büyüsüne kapılıyoruz. Lavanta Kokulu Köy diye boşuna demiyorlarmış. Köye girer girmez bir lavanta kokusu sarıyor bizi. Ta ki köyden çıkana kadar her yer muazzam bir şekilde lavanta kokuyor. Doğası, havası o kadar huzur vericiydi ki saatler geçirmişiz farkına varmadan.